ADET DÜZENSİZLİKLERİ NEDEN OLUR?

adet düzensizliği

ADET DÜZENSİZLİKLERİ

Normal bir kadında adet siklusunda her ay bir yumurta gelişmeye başlar. Siklusun ortalarına doğru baskın yumurta halini alır ve yumurtlama ile birlikte yumurtalıktan dışarı atılır. Yumurtlama sonrasında progesteron hormonun etkisiyle rahim duvarı kalınlaşmaya başlar ve olası bir gebelik için rahmin iç tabakasını hazırlar. Eğer o ay gebelik gerçekleşmezse progesteron hormonu seviyeleri düşmeye başlar, bu düşmenin etkisiyle kalınlaşmış rahim iç tabakası dökülür ve adet kanaması gerçekleşir.

ADET DÜZENSİZLİĞİ NEDİR?

Kadınlarda adet ortalama 28 günde bir gerçekleşir ve 3-7 gün arasında süren ve 5-80 ml’lik bir kan kaybına sebep olan bir kanama olur. Normal bir adet düzeni için fonksiyonel ve anatomik anlamda bütünlüğü olan beyin ve yumurtalıklar arasında hormonal döngü, normal bir rahim iç tabakası ve çıkış yolu dediğimiz rahim ağzı ve vajinada fonksiyonel bir açıklık gerekmektedir. Bu yapıların herhangi birinde meydana gelen anormalikler adet düzensizliği ile sonuçlanır. 21 günden az veya 35 günden fazla aralıklarla adet olma, adet süresinin 3 günden az veya 7 günden fazla olması, toplam kanama miktarının 80 ml’nin üzerinde olması durumlarında adet düzensizliğinden bahsedilir.

ADET DÜZENSİZLİĞİNİN SEBEPLERİ NELERDİR?

Adet düzensizliğinin çok farklı sebepleri bulunmaktadır. Doğurganlık döneminde adet gecikmelerinin en sık sebebi gebeliktir. Gebelik dışlandığında düzensizliğine neden olan olası durumlar; anovulasyon (yumurtlamama), polikistik over sendromu, pelvik kitleler, endometriyal polipler, myomlarendometriyozis, pıhtılaşma bozuklukları, hormon bozuklukları, rahim içi enfeksiyonlar, rahim iç duvarının kalınlaşması (endometriyal hiperplazi) ve nadiren genital sistem kanserleridir. Bunların dışında stres, mevsim değişiklikleri, yaşam tarzı değişikliği, aşırı beslenme, aşırı egzersiz, aşırı kilo, aşırı zayıflık, antidepresan, doğum kontrol hapı, steroid gibi ilaç kullanımı ve eşlik eden tıbbi hastalıkların olması durumunda da adet düzensizlikleri meydana gelmektedir.

ADET GÖREMEME (AMENORE)

Adet görememe olarak tanımlanan durum amenore olarak adlandırılmaktadır. Amenore primer ve sekonder olarak ikiye ayrılmaktadır. Primer amenorede kişi hayatı boyunca hiç adet görmemişken, sekonder amenorede ise adet gören bir kadının son 6 aydır adet görememesi söz konusudur. Gebelik, emzirme dönemi ve menopoz dönemlerinde görülen amenore fizyolojiktir, yani normaldir. Primer amenorenin en sık nedenleri beyin ve yumurtalıklar arasındaki döngünün bozulması ile birlikte oluşan yumurtalık yetmezliği, genital sistem çıkış anomalileri, androjen duyarsızlık sendromu, prolaktin (süt hormonu) hormon yüksekliği, tiroid hormon düşüklüğü ve bazı enzim eksiklikleridir. Sekonder amenorenin en sık sebepleri ise; gebelik, Asherman sendromu adı verilen rahim içi yapışıklıklar, yumurtalık rezervinin azalması, prolaktin (süt hormonu) hormon yüksekliği, tiroid hormon düşüklüğü, polikistik over sendromu, ilaç kullanımı ve menopozdur.

ADET DÜZENSİZLİĞİ TEDAVİSİ

Adet düzensizliğinin nedeninin bulunması ve gerekli tedavinin yapılması için detaylı bir jinekolojik muayene gerekir. Vajinal muayene ile çıkış yollarında herhangi bir anormallik olup olmadığı tespit edilir. Spekulum muayenesi ile rahim ağzı ve vajina değerlendirilir, Smear testi alınır. Ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklar değerlendirilerek adet düzensizliğine sebep olabilecek kist, myom gibi organik sebepler tespit edilebilirken yumurtalık rezervi açısından yumurta sayımı da yapılabilmektedir. Gerekli kan tahlilleri yapılarak hormon düzeylerine bakılır. Hipofiz bezi, rahim ve yumurtalıklar ile ilgili patolojileri değerlendirmek amaçlı MR (manyetik rezonans görüntüleme) gibi ileri görüntüleme yöntemleri gerekebilmektedir. Rahim içi yapışıklık düşünülen hastalarda tanı amaçlı histerosalpingografi (rahim filmi) ya da histeroskopi (kamera ile rahim içinin incelenmesi) gerekebilir. Özellikle 35 yaş üstü hastalarda adet düzensizliği fazla ve sık kanama şeklinde oluyorsa endometriyal biyopsi denilen rahim iç tabakasından parça alınarak patolojik değerlendirilmesinin yapılması doğru tanı ve tedavi için gereklidir.

Adet düzensizliklerinde tedavi altta yatan sebebe yöneliktir. Adet düzensizliğine sebep olan etken kaldırıldığında adetler kendiliğinden düzene girer. Hastanın yaşı, çocuk istemi gibi faktörler göz önünde bulundurularak her hastaya özel tedavi planı yapılmalıdır. Eğer adet düzensizliği myom, endometriyal polip, pelvik kitle gibi organik bir sebebe bağlıysa cerrahi yani ameliyat ön planda düşünülmelidir. Diğer sebeplerde ise uygun ilaç tedavisi ile adet düzeni yeniden oluşturulabilmektedir.

Op. Dr. Berfin Ökmen Özkan / Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı / Gaziantep

Comments are closed